Ege Üniversitesi (EÜ) Türk Dünyası Araştırmaları
Enstitüsü Müdürü Prof. Dr. Nadim Macit; Türk Dünyası, Orhun Değişim
Programı ve EÜ Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsünün çalışmaları hakkında
bilgiler verdi.
EÜ Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsünün zaman içerisinde yaptığı
faaliyetlere değinen Prof. Dr. Macit, “Türk Dünyası Araştırmaları Enstitüsünün
35 yıllık bir geçmişi var. İlk başlarda dil, tarih ve halk bilimi alanlarında bilimsel
faaliyetlerini sürdürmüştür Çünkü bu alanlar Türk Devletleri ve halkları
arasındaki kültürel birlikteliği ve iletişimi sağlarlar. Daha sonra Türk Sanatı,
Türk Dünyası Sosyal, Ekonomik ve Siyasal İlişkiler alanlarda Türk dünyasının
temel meselelerine ilişkin çalışmalar üzerinde yoğunlaşmaktadır. Son altı yılda
60’a yakın sempozyum düzenledik. Geçtiğimiz yıl neredeyse her ay bir
sempozyum gerçekleştirdik. Bunlar maddi, manevi gayret isteyen girişimler ve
çalışmalardır. Önümüzdeki yıl içerisinde on adet sempozyum planımız var.
Ayrıca bünyemizde TÖBİR bulunmaktadır. Yabancılara Türkçe öğretmeye
yönelik eğitim-öğretim programlarımız bulunmaktadır. 80-120 arasındaki
öğrenci sayımızı 365-413 seviyesine çıkardık. Türkçe ile ilgili konuşma ya da
anlama sıkıntısı çeken öğrencilerimize kapımız her daim açık. Burada
öğrencilerimizi seviyelerine göre ayırıyor ve mevcut programımıza dâhil
ediyoruz ” dedi.
“Orhun Değişim Programı için çaba sarf ettik”
Prof. Dr. Macit “Orhun Değişim Programı için yoğun çaba gösterdik.
Enstitü müdürü olarak ben ve koordinatör Prof. Dr. İbrahim Şahin ile birlikte
Orhun Değişim Programı’nın fiili olarak başlamasını sağladık. Ege Üniversitesi
Türk Devletler Teşkilatı, Türk Üniversiteler Birliği’ne üye bir üniversitedir. Ben
göreve geldiğim zaman Orhun Değişim Programı’nın adı vardı, kendi yoktu.
Atıl durumda idi. Yani ilgilenmemiş bir halde kayıtlar vardı. Katılımlar yapılmış
ancak herhangi bir gelişme olmamıştı. Biz, bu durumu inceledik ve bir yıl
boyunca Orhun Değişim Programı’nı canlandırmak için uğraştık. Bu çabamızda
Ege Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Necdet Budak’ın da özel desteği olmuştur.
Uzun çabalar sonrasında Orhun Değişim Programı’nı hayata geçirdik. Şu anda
üniversitemiz bu değişim programından istifade eden hem öğretim üyeleri hem
de öğrencilerimiz var” dedi.
“Enstitümüz başta Türk Dünyası olmak üzere dünyaya açılan penceredir”
Türk Dünyası meselesine nasıl yaklaşılması gerektiğine değinen Prof. Dr.
Macit, “Türk Dünyası ile ilişkilerimizde hem bilimsel ve sosyo-kültürel
alanlarında hem bireysel tutum ve iletişim sahalarında bilgiye ve entelektüel
etiğe uygun tutum ve modeller sunmamız önem arzetmektedir. O bölgelere ister
akademik ister sivil bir amaçla gidilsin Türk Milleti’nin tarihsel kimliğini ve
şahsiyetini korumak kalıcı etki bırakmanın en sağlam yoludur. İyi modellerin
her daim öğretici, eğitici yönleri ve kalıcılığı vardır. Enstitümüz başta Türk
Dünyası olmak üzere tüm dünyaya açılan penceredir. Sözgelimi daha önce Türk
Dünyası Araştırmaları Enstitüsü’nde öğrenci olarak yer alan kişiler arasında
ülkelerinde bakan olanlar var. Eğitim, iktisat ve bürokrasi alanlarında yetki ve
etkin şahsiyetler var. Bu durum Enstitümüzün rolünün ‘yumuşak güç stratejisi’
açısından ne kadar önemli olduğunu yeterince anlatmaktadır. Son olarak şu notu
da düşmek isterim. Türk Dünyası ile yatay bir iletişim kurmak, üstten bakan bir
tavırla yaklaşmamak gerekmektedir. O devletlerin ve halkların da kendilerine ait
tarihsel kimlikleri, varoluş destanları ve geleceğe ilişkin beklentileri var. İki
tarafı kaynaştırmak için karşılıklı iletişime ve tanıtım programlarına yer
vermemiz gereklidir. Hiçbir oyun tek başına oynanmaz, birlikte oynamalıyız”
dedi.
Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı